BAĞIMLI

Reklam
Reklamı Gizle

Okuduğum kitap neler hatırlattı bana. Rahmetli eşim hasta. Yatmıyor henüz ama yorgun. Bir komşum var severim kendisini. Emine hanım İsmail bey nasıl? Rahatsız etmeyeyim diye gelmiyorum dedi. Buyur gel bir kahve içelim dedim. Sağolsun geldi. Oturduk. Kahvemizi içerken, bir sigara içebilir miyim? diye sordu. İçebilirsin dedim. İsmail birden bir sinirlendi. İçemezsin. Çık balkonda iç dedi. Yerin dibine battım. Kadıncağız haklısın İsmail bey dedi. Sigara da içmeden kalkıp gitti.
Benim eşim 1985 yılına kadar günde iki paket sigara içen biriydi. Ben çok rahatsız olurdum. Bu yüzden sürekli kavga ederdik. Meğer ben de guatr hastasıymışım. O yüzden de çok rahatsız oluyordum. Eşim 1985 yılının birinci günü sigarayı bıraktı. Bir daha da hiç içmedi.
Okuduğum kitaba gelince; adı Seyir, yazarı:Piraye.
Bir çok sıkıntısı olan ve sürekli sigara içen, sürekli ağlayan Mina’ya, Mihriban adında bir kadın Mina’yı parkta ağlarken görür. Mina’ya yardım etmek ister. Onu evine alır, nefes çalışmaları yaptırır. Yemeklerine dikkat eder. İstediği tek şey sigarasını evin içinde değil bahçede içmesidir. Çalışmalar gayet güzel gider. Bir akşam Mihribanın arkadaşları gelir. Yemekler güzel, sohbet güzel ama Mina sigara içmek için sık sık bahçeye çıkmak zorunda kalır ve bu duruma çok üzülür. Dışarda yağmur giderek şiddetlenir. Mina sıgara içerken hem üşür, hem ıslanır. Gecenin geç saatinde misafirlerden biri giderken Mina’ya: hey! Görüsmek üzere, bir daha ki sefere daha çok bizimle olursun umarım der. Mina hemen savumaya geçer.‐‐ Ne yapayım baksana beni dışarı atıyor. Doktor durup Mina’nın gözlerinin içine bakarak; bir bağımlı olarak kendini dışarı atan sensin. Biz hep içerdeydik. Birlikte ilerledik özgürce. Umarım yakında sen de özgürleşirsin. der.
_ Ya ben niye kendimi dışarı atayım. Kadın içerde sigara içmeme izin vermiyor. Ben ne yapayım? _ Kadın izin vermiyor öyle mi? Karşındaki de bir kadın, başkası yok. Her şeyi yapan yaşatan sensin. Neyse yakında anlarsın zaten. deyip gider.
Mina içinden nasıl tipler ya bunlar? Ne demek şimdi bu. Neden hep eksik kaldığımı hissetmek zorundayım ben? Bağımlı dedi bana. Sanki eroinmanmışım gibi deyip ağlamaya başlar. Uzun zamandan beri ağlayamıyordu.
Evet sigarasız yapamıyorum. Ne var alışkanlık bu, tiryakilik. Yoksa istemezmiyim bırakmayı. Ama sigarasız kafam çalışmıyor. Sigara içmeden ne giyeceğimi bile bulamıyorum. Bu yüzden uyanır, uyanmaz ilk sigaramı yakmam lazım. Sigara içmediğim zaman sohbetten de keyif almam. Ağzım düzgün laf bile yapamaz. Odaklanamıyorum.
Bırakmayı düşünüyorum ama bırakamıyorum. Sıgarasız ben ben olmuyorum. Bir titremeler geliyor ki, sinirlerim bozuluyor. Çıldıracak gibi oluyorum
Haklılar sanırım. Bir alışkanlığı, kimilerine göre bağımlılığı kolayca bırakmak mümkün mü? Şu da var ki sigara içen insanlar, bu zaman da dışlanan,, kabul görmeyen insanlar oluyorlar. Okuduğum kitapta şöyle yazıyordu. Bedenin bir maddeyi arayışı 72 saat. Madde bağımlılığı 72 saatte biter. Kriz dediğin anlar geldiğinde direnmeyeceksin. Bırakacaksın gelsin. Gelip seni ele geçirdiğinde hiç bir şey yapmadan merkezinde izleyeceksin ve ” ben sigara içmeyen biri olmayı seçiyorum” diyeceksin. Dünyada geçici olmayan hiç bir şey yok. Her şey değişiyor, şekil değiştiriyor.
Ben bu işlerin yabancısıyım. Ne içtim, ne de bırakmaya çalıştım.
Böyle diyorum da ben de bir bağımlıyım. Kurtulmak istemediğim gibi artarak çoğalıyor. ATATÜRK’e, ilke ve inkılaplarına olan bağımlılığım. O’na uzanan eller, O’na uzanan kahrolası yılan diller, beni deli ediyor. O’na uzanan eller kırılsın, O’na uzanan yılan diller kökünden kopsun. Din adamlarıyım diyen şarlatanların dinle, imanla hiçmi , hiç ilgileri yok.
Neyse kitapta ilginç şeyler var. Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği şeyler. Okur ve kendimizi seyredersek bazı yanlışlarımızı görebiliriz.
Hepinize sağlıklı günler diliyorum. Sağlıkla kalın canım arkadaşlarım.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.