Söylenemeyen Sözler

Reklam
Reklamı Gizle

Söylemeyi isteyip de söyleyemediğim o kadar çok şey var ki. Bu hep böyle devam ederek geldi. Çocukluk yıllarımdan başladı bunlar.

İlkokul yıllarımda annem beni alıp evimizin yanındaki Cumhuriyet İlkokulu’na kaydettirdi. Öğretmenim bir kadındı. Annem ” al hocanım bundan sonra eti senin, kemiği benim” dedi. Bunun iyi bir şey olmadığını anlamıştım. Anneme hiç bir şey söyleyemedim. Benim zamanım da önce büyük harfleri öğretirlerdi. L harfini bir türlü yapamıyorum. Saman yaprak defterimi silip tekrar yazıyorum. Bir türlü olmuyor. En sonunda defterimin orası yırtıldı. Öğretmenim saçımdan tutup yere yatırdı, bir de tekmeyle vurdu. Ben o yaşımda yediğim dayaktan acımı söylemeye korkmadım. Arkadaşlarım anneme söylerse bir de ondan dayak yerim diye korktum. Neden böyle yapıyorsun anne diyemedim.

Genç kız oldum sadece anneme söylemem gereken şeyleri söýleyemedim. Annem akrabamızın genç kızına söylemiş neler yapmam gerektiğini söylemesi için. Annem söylerse ayıp, başkası söylerse ayıp olmuyor demek ki. O zaman da anneme söylemem gerekenleri söyleyemedim. Onlar da annelerine söyleyemiyorlardı demek ki. Çocukların en yakınları anne ve babaları olmalı. Anneler o anda kızar, ama açığını kimseye söylemez. Yol gösterir. Başkalarına anlatılanlar; Hz Ali’nin ” sırrın senin esirindir. İfşa ettiğin zaman sen onun esiri olursun” sözü gibi olur.

Şimdi de söylemeyi isteyip de söyleyemediğim o kadar çok şey var ki, gözünün içine baka baka yalan söyleyenlere, yalan söylüyorsunuz diyemiyoruz. Sadece ben mi, toplumun her kesimi. Zamanında yanlışları, yalanları söyleyebilseydik. Şimdi bizi doğruyu nasıl olsa bilmez, anlamaz diyerek gözümüze baka baka tvler den yalanlaŕı söyleyemezlerdi.

Neyse ben bunları yazmayacaktım. Üçüncü aşımı oldum. Geçen hafta yürüdüğüm yollarda ki ıhlamurlar mis gibi kokuyordu. Ne çabuk açtı ne çabuk kokusu bitti. Şimdi hiç kokmuyor. Manolyalar açtılar. Çok güzel kokuyorlar ama burnunuza iyice yaklaştırırsanız. Fesleğenler de dokunmazsanız kokmuyor. Valla bütün çiçekler; hanımelleri, yaseminler, melissalar gibi güzel koksun ve etrafa kokular yaysın. İçimiz açılsın. Yalanlardan, talanlardan, soygunlardan uzak olalım. Benim memleketim Kırşehir’de susam denen bir çiçek var. Mayıs ayı gelince leylaklarla birlikte açarlar. Etrafa neşe saçarlar.

Elimde okuduğum bir kitap var. İclal Aydın’ın ( Söylenmemiş Sözler ) harika bir kitap. Bayılıyorum bu kadının anlatımına. Çok akıcı, hiç bıkmadan, hiç sıkmadan okutuyor tüm kitaplarını.

Söylenmemiş, söylenememiş sözler insanlara ne acılar çektirmiş. Acılar hep olmuş bizim tarihimizde. Savaşlar, mübadele yılları, kalanlar gidenler, acılar içinde kimseye söylenemeyenler. Başka kimliklerle acılar içinde ömür tüketenler. Sevgisini içinde yaşayanlar. Bizdeki gibi. Hangimiz annemize babamıza beğendiğimiz ilgi duyduğumuz birini söyleyebildik. Hep içimizde yaşadık. Şimdi ki gençlik hiç bizim gibi değil. Biraz aşırı da gitseler söyleyip, yaşayıp geçiyorlar. Aileler daha anlayışlı, daha yol göstericiler.

Hayatımızda acılar çok. Kaçımız annemizi babamızı kardeşlerimizi kaybetmedik. Askerde çocukları şehit olmuş anne babalar vatan sağolsun derken doğru mu söylüyorlar. Gencecik evlatlarını kaybediyorlar. Keşke gerçek düşüncelerini söyleyebilseler daha mı az acır yürekleri acaba. Bizde ne beklenmedik istenmeyen acılar var. Düşünsenize tüm arkadaşlarınızla bir etkinliğe katılmak için güle oynaya yola çıkıyor ve gittiğiniz yerdeki otelde bilerek ve isteyerek yobazlar tarafından çatır çatır yakılıyorsunuz. Geride kalanların yaşadığı acıyı ve söylemek isteyip de söyleyemediklerini düşünün bir kere. Bu acılar bizi çok yaraladı, ya ailelerini. ” acı dediğin taş, insan dediğin su gibidir. Aslında insan taşın üstünden kayar gider toprağa karışır. Taşa her vurduğunda acır canın. Ama toprakla buluştukça acın azalır. Topraktayken acıdan eser kalmaz. Su toprağı yaşatır , toprak suyla bereketlenir.” Doğru söylenmiş sözler.

Neyse canım arkadaşlarım. Şimdi ki gençlikten çok umutluyum ben. İstediklerini rahatça söyleyebiliyorlar. İnşallah geleceğimize ışık tutacaklar. Bizim gibi söylenmeyen söz, çözülmeyecek problemler bırakmayacaklar. Siz çok yaşayın, sağlıklı yaşayın gençler. Sevgiyle kalın. Hepinize acısız, ağrısız sağlıklı günler diliyorum. Sevgiyle kalın

Anahtar Kelime:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.