Karamsar
Zihnim karamsarlık ve kötümserlik arasında bir mücadele içinde.
Bu da kaygılarımı arttırıyor.
Zira bu iki kavrama sorduğum sorular hep cevapsız kalıyor olmasına rağmen;
Yine de karamsarlık toparlar insanı, kötüye karşı güçlendirir diye teselli oluyorum.
Bu konuda tarafımı belli edmem gerekirse; Kötümserliğin yanında değilim fakat karamsar ve kaygılıyım.
Karamsarlığim ise ;
Gittikçe yoksullaşan ,yok sayılan vefa ve masumiyet sahibi milletimin yanındayım ve kaygılıyım.
Mülakatlarda hakkı gasp edilen üniversite mezunu gençlerin yanındayım ve kaygılıyım.
Çocuğuna okul çantası alamayan asgari ücretli insanımın yanındayım ve kaygılıyım.
Çöpten ekmek toplamak zorunda bırakılan kimsesizlerin yanındayım ve kaygılıyım.
Kağıt toplayarak hayatta kalma savaşı veren evsizlerin yanındayım ve kaygılıyım.
Elektrik, doğalgaz, su faturasını ödeyemediği için maaşına haciz konan memurun, işçinin, emeklinin yanındayım ve kaygılıyım.
Köylünün, çiftçinin yüzü gülmediği için, onların yanındayım ve kaygılıyım.
İnancım Kötümserliği tolere ediyor olsada;
İnsanların arasındaki iletişimsizlikten
Karamsarım ve kaygılıyım.
Bir aile içinde dahi çocuklar aileleriyle
iletişim sağlamakta zorluk çekiyorken;
Anne-babalarımız kendi yaşadıkları acılar yüzünden bu gerçekleri görmek istemiyor olmalarından kaygılıyım ve karamsarım.
Yukarıda sadece birazını sıraladığım kaygılı düşüncenin somut biçiminin bütüncül uyuşmazlığına devamla;
Tvlerde amcalar faiz tartışıyor,
Necla kuaför beğenmiyor,Hasan geçim derdinde, Şakir sayısal loto peşinde,
Kâmil arabasına uygun jand arıyor!
Fakat dualarına amin diyeceğimiz insanlarımız azaldı.
Tahammülü yok gidişatın.
Kime dokunsak kaygılı,karamsar ve kötümser.
Anlatmanın da yazmanın da bir faydası yok. Kimseyi suçlamıyorum.
El birliği ile geldik buraya.
Hep birlikte kovduk neşeyi, iyimserliği.
Büyük büyük sözlerimiz var ama neşemiz yok! Yok.