AĞACA İBRET GÖZÜYLE BAKMALIYIZ

Reklam
Reklamı Gizle

Ağaç ve orman bir ülkenin zenginlik kaynağıdır. Aldığımız nefeste, içtiğimiz suda, okuduğumuz kitapta, yazdığımız kalemde, erozyon olayında, kuşların ve hayvanların barınağı olan ormanların değerini nasıl unutabilir ve onlara kıyabiliriz?

Ağaç, yuvanıza çatı, evinize kapı, yeni doğan çocuğunuza beşik, ölünce mezara taşıyan tabuttur.

Ağaç, yurdumun güzelliği, topraklarının şenliği, dağların örtüsüdür.

Ağaç olmazsa dereler sel, dağlar kel, topraklar çorak ve çöle döner.

Peygamber Efendimiz:

“Kıyametin kopacağını haber alsanız bile, ağaç dikmekten vazgeçmeyiniz! Ağaç kesen bir kimseyi, Allah Teâlâ kıyamet gününde tepe takla cehenneme atacaktır.” buyuruyor.

Bu cennet vatanda ağaçları koruyacağımız yerde ormanları yok ederek çöle çevirmek, bizim dinî ve milli yapımıza asla uymadığını belirtmek istiyorum.

Özellikle ağaç, düşünen insanlar için ibret kaynağıdır. Yere düşen ağaca balta vuran çok olur. Onun için hayatta düşmemeye dikkat etmek gerek; güçlüyken gölgene sığınanlar, düşerken hançeri sırtına saplarlar. Ağacı kesen baltanın sapı da ağaçtandır.

Görkemli ağaçlar fırtınalı bölgelerde gürleşir. İnsanlar ise hayatın zorluklarıyla cebelleşir ve olgunlaşır. Büyük engelleri aşanlar, büyük adam olurlar.

Büyük devletler ise büyük badireleri aşarak büyük devlet olurlar.

Bir ağacın kökü ne kadar derinse boyu o kadar yükseğe çıkar. Kökleri zayıf olan ağaçlar çabuk çürür ve yok olurlar. Tıpkı ağaç gibi insan da aslına ve köküne sahip çıkmalıdır. Kökünü unutan ya da yok sayan bir ağaç ayakta kalabilir mi?

Bir ağaç gücünü gövdesinden değil kökünden alır. Sizin de tarihiniz olmazsa nasıl geleceğinize güvenle bakabilirsiniz?

Ağaç yapraklarıyla görkemli görünür, dal budak salar. Bir insan da ailesiyle, sosyal çevresiyle güzel olur; onlarla güçlenir, huzur bulur. Bu konuda insanın sosyal ilişkileri önemlidir.

Hiçbir ağaç “Acaba bahar gelecek mi? Çiçek açacak mıyım?” diye düşünmez. Kök, gövde ve dallar görevlerini sessiz, sakin ve sabırla yerine getirirler. Bu insanlık için çok güzel bir örnektir. Meyveli ağaçları taşlayanlar, bilgili, başarılı insanları kıskanırlar.

Her ağaç kendi toprağında büyür. Ağaç ancak uygun toprağı bulması hâlinde gelişmesini sürdürür. Yetenekli insanlar da öyledir; ağaç tohumu gibidir. Uygun zemin bulursa gelişir, yükselir yoksa çürür, yok olur gider.

İnsanoğlu beşikten mezara kadar ağaca muhtaçtır. Ağaca odun gözüyle bakmayın. Zira çocukken beşik, ölünce tabut olur.

Bir ağacı sevmeli, korumalı ve yanından geçerken durup ona ibret gözüyle bakmalıyız.

Verimsiz, kuru odun olan ağaç mı yoksa duygusuz, basiretsiz, zararlı olan insanoğlu mudur?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.