Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerle Tarımla İlgili Ropörtaj
Niğde CHP MV. Sayın Ömer Fethi Gürer, ülke genelinde patates, soğan,
Pamuk, tahıl hasat tarlalarında, narenciye bahçelerinde, çiftçilerin derlerini dinleyen, onların sıkıntılarını TBM Meclisi Kürsüsüne taşıyan, televizyon ekranlarında, sosyal medyada yüksek sesle dile getiren tarım sevdalısı, çiftçi dostu bir Milletvekilidir. Onunla yaptığım söyleşiyi siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum,
YAVUZCA; Sayın Vekilim; Siz Mecliste tarım konusunu en çok dillendiren Milletvekilisiniz. Eğer Türkiye üzerine genel bir değerlendirme yaparsak tarım sektörünün en büyük sıkıntısı nedir?
Ö FETHİ GÜRER; Tarım insan yaşamı için hava ve su kadar önemlidir. İlk insandan günümüze kadar her yerde tarım yapıla gelmiştir. Ülkemizde tarımın bilgi ile bilimsel bir şekilde yapılmasına Mustafa Kemal Atatürk öncü olmuştur
Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı döneminde çiftçinin ürettiği ürünün % 10 Aşar vergisi alınırken onu kaldırmış ve her ile fidanlık kurmuş, Ata tohumunu ekip üretmeye zemin hazırlamış, çiftçiyi korumak için Ziraat Bankasının desteği ile kooperatifçiliğe önem vermiştir.
Mustafa Kemal Atatürk; Askere gidenlere traktör ehliyeti alması için eğitin talimatı veren bir liderdir. O büyük insan Anadoluda şeker fabrikaları, un fabrikaları kurdurmuş kısacası köylü milletin efendisi diye özetlediği kırsalı tarımda baş tacı etmiştir. Onun kurduğu tarım politikaları ile 6,5 milyon hektar tarım arazimiz 1950 yılında 25 milyon hektara çıkmıştır.
1980 yılında 28 milyon hektar tarım arazimiz varken bugün 23 milyon 100 bin hektara gerilemiştir.
Buda giderek tarımdan uzaklaşmanın bir göstergesidir
Son günlerde ÇKS kayıtlı 800 bin civarında çiftçide çiftçiliği bıraktı. Bu durumda artan nüfus dikkate alındığında tarım kesimi ciddi sorunlu hale gelmiştir. Tarım kesimi sanayi ve turizm için sağlanan desteklere göre kenara itilmiştir.
Bu günlerde tarımda çalışan nüfusun oranı önemli ölçüde gerilemiştir. Bu bağlamda farklı verilerde vardır. Tarım sektörünün millî gelire katkısı %5-10 arasında olduğu ifade edilmektedir. Dışarıdan ithal edilen ürünlerin ülkemiz çiftçisine hiçbir faydası yoktur. Göz boyama, kelime ve rakamsal hesaplama oyunları ile veriler nasıl kullanılırsa kullanılsın, sürekli sorunların katladığı bir süreç yaşanmaktadır.
YAVUZCA; Tarımda kaynaklar yeterince kullanılabiliyor mu?
Ö FETHİ GÜRER; Tarımda kaynakların doğru kullanılması önce sağlıklı bir tarım politikasının oluşturulması gerekir. Tarım sayımı yapılması, tarım kanunun 22. maddesine göre milli gelirin çiftçiye verilmesi ile olur.
YAVUZCA; Türk Tarımında uygulanan pazar fiyatları ve desteklemeler konusunda ne diyeceksiniz?
Ö FETHİ GÜRER; IMF ve Dünya Bankası geçmişte dayattığı tarım politikalarının 20 yılda tarımsal uygulamasına AKP hayır demedi. Taban fiyat uygulaması, arazi sahibine verilen desteğin çiftçiye verilmesi, ya hasat öncesi, ya da hasat sonrası verilmesi gerekirken bu destekler yeterli olmadı.
Kuraklık 50 ilde zarar verdi. Biçerdöver girmeyen tarla traktör ile sürüldü. Çiftçiye verilen gübre desteği dekarda 4 lira artt. Aynı dönemde gübreye gelen zam artışı da 400 liraya dayandı. Çiftçi bu artışa ne kadar dayanacak göreceğiz. Birçok tarla ya gübre oranı azaltıldı ya da gübre atılmadı. Çiftçiyi desteklense böyle mi olur?
YAVUZCA; Ekonomik kalkınmada tarımın rolü ve az gelişmişlik olgusunda ne gibi etkileri vardır.
Ö FETHİ GÜRER; Tarımın ekonomiye katkısı çok daha önem arz etmektedir. Fabrikalarda bu süreçte binlerce işçi olmayacak, robotlar çalışacak. Oysa tarım sanayi gelişse, katma değerli ürün üretimi sağlansa, yurt dışı pazarlarda değer bulacak markalar yaratılsa, Türkiye tarımda farklı bir evreye yönelir. Kırsal alana yeniden ilgiler artar, çiftçi rahat bir nefes alır diye düşünüyorum.
Gelişmede tarımın önemi görmezden gelinemez. O nedenle çiftçi, besici, süt inekçiliği yapanların refahı artırılması gerekir.
Bu husus iktidarın tarım politikaları ve tarıma bakışı ile ilgilidir. Az gelişmişliği aşmada tarım önemi ve etkisi giderek dünyada da daha iyi anlaşılır noktaya evirilmiştir
YAVUZCA; Türkiye’de tarımsal sorunların çözümünde uygulanması gereken politikalar nasıl olmalı
Ö FETHİ GÜRER; Ziraat odaları. Ziraat mühendisleri odası, büyük ve küçük çiftçi temsilcileri ile bir araya gelip bütün sorunları masaya yatırıp ortak çözüm yaratılmalıdır
Tarımda kamucu bir anlayışla planlama yapılmalı, mutlaka katma değerli ürün üretimi özendirilmeli. İşlenmiş ve dondurulmuş gıdaya dönüşebilen ürünler depolarda korunmalıdır. Örneğin orta Anadolu da patates bütünleşmiş tesisi ile üretilen ürünleri değer bulacağı yatırımlar yapılmalıdır.
İthalat değil, yerli çiftçi, besici, süt inekçiliği yapan çiftçiler desteklenmelidir. CHP programında bir yıl önceden ürün hangi bölgede, ne kadar yetişeceği, ürün değeri ne olacağı, zarar halinde çiftçiye ne kadar destek sağlanacağı belirlenmiş ve devlet anlayışı ile çiftçinin desteklenmesi sağlanacak,
Milli gelirin % 1 mutlaka çiftçiye verilecek, çiftçi kredi faizleri silinip yeni bir kredi düzeni getirilecektir. Çiftçiye kullandığı tüm ürünlerle ilgili vergide düzenleme sağlanacaktır. Yeniden kırsala dönüş için gençler ve kadınlar için özendirici özel düzenlemeler getirilecek. Ürünler ne tarlada kalacak ne depoda çürüyecektir. Bu yönlü programlarla daha çok üretimin yolu açılacaktır. Kooperatifçiliği yeniden amacına uygun bir şekilde geliştireceğiz. Kamunun çiftçi yanında TİGEM gibi kuruluşları işlevli kılacağız. TMO yeniden çiftçiye kara gün dostu olmasını sağlayacağız.
YAVUZCA; “İthalata dayalı uygulamalar nedeniyle, çiftçiye doğrudan destek verilmiyor, bu konuda iktidar seyirci kalıyor” diyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız?
Ö FETHİ GÜRER; AKP iktidarı 20 yıldır uyguladığı politikalarda temel dayanağı ithalat oldu. Tarım ürünleri yanında canlı hayvan ithalatını karkas hatta lop et olarak yapıldı. Son yıllarda ortalama 20 milyon tona yakın buğday hasat edildi, 10 milyon tona yakında buğday ithalatı var.
Yurt dışı pazarlarında bu yıl fiyat arttı. İthal ürünleri uygun fiyatla yapılamaz olunca, gerçek sorunlar ortaya çıktı. İthalatçı bir anlayış üretimi daralttı Her ülke Pandemi nedeni ile stokları tutup kendi kendine yeter olma noktasına erdi. Uygun fiyatla yurt dışından ürün almaya çalıştılar. Bu iktidarın ürün ithal edecek hali dahi kalmadı.
YAVUZCA; Tarım sektörünün gayri safi yurt içi hâsılatındaki (GSMH) payı sizce ne kadardır?
Ö FETHİ GÜRER Bu rakamsal veri olarak değişkenlik arz ediyor % 6-10 aralığında dır
YAVUZCA; “Türkiye’de 5 milyon hektar ekilebilir arazi ekilmez hale geldi. 800 bin tarım işçisi üretimden çekildi” diyorsunuz, bunu neye dayanarak söylüyorsunuz
Ö FETHİ GÜRER; Devlet Planlama teşkilatının 1980 yılına ait ülkemizde tarımsal arazi varlığı ile ilgili kayıtlarda 28 milyon hektar olarak yer alıyor. 2021 yılı Cumhurbaşkanlığı program kitabında da 23 milyon 100 bin hektar tarım arazisi varlığı ifade ediliyor 10 yıl öncede 24 milyon hektar iken son veri 23 milyon 100 bin olduğu yine Cumhurbaşkanlığı 2021 programında yer veriliyor.
Bu yıl. ÇKS kayıtlı çiftçi sayısında düşüş var. Bakanın sorularımıza verdiği yanıtlarında yer alıyor. Tarımda çalışan sayısında ciddi düşmede olduğu SGK kayıtlarında yer buluyorlar.
YAVUZCA; Üretici, buğday, arpa, patates, nohut, mercimek, fasulye gibi temel ihtiyaçlarını neden satamaz hale geldi?
Ö FETHİ GÜRER; Üretim planlaması yok KURAKLIK ve Pandemi ile ilgili süreç doğru tahlil edilmedi.
Üretici bu ürünleri satıyor ama maliyetine satıyor Birden çok el değiştiren ürün çiftçiden çıkınca değer buluyor. Çiftçi bundan yararlanamıyor, çok kere el değiştiren ürün tüketiciye bu kere pahalı ürün olarak yansıyor.YAVUZCA; Nasıl oldu da 2 Niğde ili büyüklüğünde tarım alanı kayboldu dşyorsunuz?
Ö FETHİ GÜRER; Birden çok nedeni var. Öncelikle betonlaşma tarım arazilerini tüketti Büyük kent çevrelerinde en verimli arazilere çok katlı yapılar dikildi. Tarım alanlarından başka yer yokmuş gibi çok yerde verimli araziler OSB yapıldı. Toprak bir rant alanı oldu. Kırsal göç verdi, kapanan köy okulları bu süreci tetikledi. Plansız ve öngörüsüz tarıma bakış, ürün güvenliği açısından risk yaratacak tarım arazi kayıplarını getirdi. Benzer durum mera alanlarında var. Çok ciddi mera alanları yok edildi.
YAVUZCA; Sizce yetkililer tarıma yeterince önem vermiyorlar mı?
Ö FETHİ GÜRER; Tarıma gereği gibi destek verilseydi, tarımda yaşanan sorunlar olur muydu? Üst üste 20 yılda verilen desteği toplayıp, destek veriyoruz demek destek olmuyor
Çiftçimize TMO bu yıl 1750 TL tonda taban fiyatı verdi. 2 milyon ton arpa İthal edildi. İthal arpa fiyatı tonu 4 bin lirayı geçti. Ülkemiz çiftçisine verilmeyen destek yabancı çiftçiye fazlası ile verildi. İşte sorun burada, ithalci kafa.
Ülke, çiftçisinin en az iki katı para ile İthal arpa alırsa, burada bir dengesizlik yok mu? Anavatanı Anadolu olan mercimek tohumunu verdiğimiz Kanada bugün ülkemizde üretilen mercimekten fazla mercimeği bize satıyorsa, bizim çiftçimize verilen taban fiyat iki katı olursa burada bir tuhaflık yok mudur?
YAVUZCA; Son olarak çiftçilere destek için kısa vadede nasıl bir formül bulunmalı?
Ö.FETHİ GÜRER; Milli gelirden çiftçinin alacağı 220 milyar, çiftçiye verilmeli. Krediler uzak ara ötelenmeli, faizler silinmeli, tarım kredi çiftçi kuruluşuna dönüşmeli, yüksek faizle elindeki dar gelire el koymamalı.
Bu yılda soğan tarlada, limon dalda, kabak çekirdeği depoda kaldı. Geçen yıl 100 bin ton patates çürüdü.
Bu ürünler katma değerli ürüne dönüştürüp değer bulması sağlanabilirdi. Üretici, ürettiği ürünü değerine satama konusunda iktidarı yanında görmek istiyor.
YAVUZCA; Sayın Vekilim, verdiğiniz bilgilerden dolayı size çok teşekkür ediyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Benimle röportaj yapmak isteyenlere de kapımın açık olduğunu ifade ediyorum.