KAPADOKYA’NIN KAPISI SAKLI KENT NİĞDE

Reklam
Reklamı Gizle

Eski adının Nekide olduğu ve 14. yüzyılda bu sözcüğün çeşitli kaynaklarda Arap harfleriyle Niğde olarak ifade edildiğini görüyoruz. Bu şehrin tarihi, yaklaşık 10.000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Şimdi Niğde’nin tarihine ve turistik yerlerine kısaca bir göz atalım;

Niğde, İç Anadolu Bölgesi’nin “Orta Kızılırmak” olarak adlandırılan kesiminde bulunan, Asur, Hitit, Firig, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devleti gibi büyük medeniyetlerin izlerini taşımaktadır.

Niğde’nin en yüksek noktası Aladağlar üzerinde Demirkazık Tepesidir. (3.756 metre) İlin güney ve güneydoğu sınırlarını belirleyen Bolkar Dağlarının en yüksek noktası Medetsiz Tepesi’dir. (3.524 metre ) Aladağlar ve Bolkar Dağları kış turizmi, dağ turizmi, doğa turizmi ve av turizmi açısından dikkat çekmektedir.

Niğde’nin Çamardı Ecemiş Vadisi, Çiftlik Nar Vadisi ve Niğde Karasu Vadisi ilin görülmeye değer vadileridir. Karagöl, Çinili göl, Narlı göl, Ala göl, Yedigöller harika turistik alanlardır.

Niğde Kalesi: IX. yüzyılda Bizanslılar zamanında inşa edilmiştir. Anadolu Selçuklu hükümdarları II. Kılıçaslan (1155–1192), II. Rüknettin Süleyman Şah (1196–1204) ve I. Alâeddin Keykubat (1220–1237) dönemlerinde bu kaleye yeniden düzenlemeler yapılmıştır.

Yapı, iç kale ile onu çevreleyen surla dış kaleden oluşmaktadır. İç kalede, Alâeddin Camii (1223), Hatıroğlu Çeşmesi (1267–68) ve Rahmaniye Camii (1747) yer almaktadır.

Niğde Kalesi’nin kapalı mekânlarındaki geleneksel yaşam sergileri, yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından ücretsiz olarak gezilebilmektedir

Saat Kulesi:Saat Kulesi Sultan Abdülhamit’in tahta çıkışının 25.yılında (1901) valilere gönderilen fermanla Anadolu’da saat kulesi yapımı kararı alınmıştır. Bu güne kadar saat kulelerinden yalnızca elli (50) adet kalmıştır. Bunlarda biride Niğde saat kulesidir.

Alaeddin Camii: Birinci Alaeddin Keykubâd zamanında Niğde Sancakbeyi Zeyneddin Başara tarafından 1233’te yaptırılmıştır.Selçuklu sanatının günümüze kadar en iyi korunmuş eserlerinden olup, mihrap ve minberi çok güzel bir sanat abidesidir. Niğde’nin en eski camisi olup Mimar Sıddık bin Mahmud ve kardeşi Gazi yapmıştır.

Caminin kapısına sabahın ilk ışıkları vurduğunda kapıda bir kız silueti ve iki levendin resimleri görülmektedir. Burayı gezerken rehberiniz bunun ilginç hikâyesini anlatacaktır

Sungur Bey Camii ve Türbesi: İlhanlı döneminde Niğde Valisi olan Sungur Bey tarafından 1335’te yaptırılmıştır. Caminin yanında Sungur Bey’e ait sekiz köşeli bir türbe vardır.

Şah Mescidi: Sungur Bey Camii yakınında, 1413’te yaptırılmıştır. Kare plânlı bir camidir.

Hanım Camii: Alaeddin Tepesinde olup 1452’de yapılmıştır, Karamanoğulları devri eseridir.

Ak Medrese: Karamanoğlu Alaeddin Ali bey tarafından1409’da yaptırılmıştır. Adını kapısındaki beyaz mermerden alır. Selçuklu mimari tarzının çok güzel bir örneğidir. Geometrik motiflerle süslü giriş kapısı çok güzeldir.

Hüdavend Hatun Kümbeti: 712H./1312–13 M. yılında yapılmıştır. Moğol İlhanlı valisi Sungur Bey zamanında Anadolu Selçuklu hükümdarı IV. Rukneddin Kılıç Aslan’ın kızı Hüdavend Hatun yaptırmıştır.

Gündoğdu Türbesi: Hüdavend Hatun Kümbetinin yanındadır. 1344’te yaptırılmıştır. Türbenin kapısı geometrik bitki ve örgü motiflerinden meydana gelen kuşaklarla çevrilidir.

Paşa Camii: 17. yüzyıla ait Osmanlı eseridir. 1670 yılında Murat Paşa tarafından yaptırılmıştır. Caminin yanında türbe ve çeşme vardır.

Dışarı Camii: İnşaatı XVI. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Günümüze bazı onarımlarla gelen camii, orijinal özelliğini büyük ölçüde korumaktadır.

Gümüşler Manastırı: Niğde’ye 9 kilometre uzaklıktaki Gümüşler kasabasındadır. Bizans sanatının Anadolu’daki en güzel ve en iyi korunmuş eserlerinden biridir.

Ana apsisteki üç şerit halindeki resimlerin en üstündeki tahtta Hz. İsa, sağında iki melek, İncil yazarlarının sembolleri ile Desis sahnesinde yer alan Meryem ve havariler, en alttaki şeritte ise Kayserili Büyük Basileios, Nysalı Gregorios, Nazianslı Gregorios gibi kilise babalarının resimleri yer, Vaftizci Yahya ve Aziz Stephanos figürleri yer almaktadır. İç kapısının güneyindeki Meryem ve çocuk İsa ile iki yanlarındaki baş melekler Gabriel ve Mikael figürleri bulunmaktadır. Bu kısımdaki duvarlarda Kapadokya’da örneği görülmeyen, av sahneleri, çeşitli hayvanlardan oluşan bir kompozisyon dikkati çekmektedir.

Manastır oldukça büyük ve geniş bir kaya kütlesi içine kazılmıştır. Kaya oyuğu şeklinde dört sütunu bulunan kilisenin duvarlarını freskler kaplamaktadır. Kilisedeki fresklerin güçlü ve canlı anlatımları, barındırdığı yeraltı şehri, büyük mezarlık odası ve oldukça büyük kaya kütlesine kazılmış, döneminin önemli dini merkezlerinden biri olduğunu göstermektedir.

Kuş Kayası Kaya Mezarları: Niğde Merkez ilçeye bağlı Karatlı’da bulunan kaya mezarları bir vadinin iki yamacında yer almaktadır. Bunlar toplam 15 adettir.. Bu mezar iki katlıdır.

Roma Havuzu: Niğde’nin Bahçeli kasabasındadır. Roma döneminde Trojan ve Hadrian döneminde M.S. 2. yüzyılda inşa edilmiştir. Havuzun altından kaynayan su, oluşturulan kemerler vasıtasıyla Antik Tyana (Kemerhisar) kentine ulaştırılıyordu. Bu gün orijinal özelliğini büyük ölçüde korumaktadır.

Tyana Su Kemerleri: Tyana ören yeri ve su kemerleri Antik Tyana örenleri, Bor ilçesi, Kemerhisar kasabasındadır. Tarih öncesinden Hititler’in yıkılışına değin pek çok uygarlığa mekân olan Kemerhisar (Tyana), Hititler döneminde Tuwanuwa, Roma’da ise Tyana olarak tanınıyor. Tuwanuwa Geç Hitit döneminin başkentidir. Antik Roma Havuzunun suyunu bu kente taşıyan kemerler I. ve II. asırda Roma İmparatorları Trajen ve Hadriyan tarafından yapılmış, 3 kilometre uzunluğundaki Kemerlerin halen 1,5 kilometrelik bölümü açıktadır.

Niğde Müzesi: Niğde Müzesi üç büyük teşhir salonu, kütüphanesi, konferans ve sergi salonlarıyla, Orta Anadolu’nun en önemli müzelerinden birisi durumundadır. Burada ziyaretçileri, “Hitit Fırtına Tanrısı, Teşup kabartması” karşılar. Bu eser M.Ö. VIII-VII. yüzyılda Orta Anadolu’da hüküm süren Geç Hitit devletlerinden birisi olan “Nahita Krallığı”na ait önemli eserlerden birisidir. Bu müzede yaklaşık 1000 yıl öncesine ait olduğu ve Ihlara Vadisi’nde bulunan Sarışın Genç Rahibe Mumyası ilgi çekicidir.

Niğde Evleri: Geleneksel Niğde evleri Niğde ili merkez Kadıoğlu Sokak, Cullaz Sokak’ta ve Kale Mahallesi’nde bulunmaktadır.

Ulukışla Öküz Mehmet Paşa Külliyesi (1615): Mehmet Paşa kervansarayı yapılış itibari ile bir menzil külliyesidir. İlçe bugünkü ismini de kervansaraydan almıştır. Öküz Mehmet Paşa aslen Ulukışlalıdır. Türk Edebiyatı’nın tanınmış şairlerinden Faruk Nafiz Çamlıbel’in “Han Duvarları” adlı şiirine bu külliye ilham kaynağı olmuştur.

Niğde’yi Tanımak Bir Ayrıcalıktır: Niğde’nin mutfağındaki lezzeti, taş fırınlarında pişen tahinli ekmeği, Bor Söğürmesi, Niğde Tavası, Tahinlisi ve Köfteri ile bilinen bir ilimizdir.

Meşhur Niğde gazozunu, yaylalarında gezerken kaynak soğuk suları içmeden, kirazlarını, elmaların tatmadan, Bolkar Dağlarında yaşayan ve dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz (Rana Holtzi) ötmeyen kurbağaları, kayalık dağlarda yetişen rengârenk dağ çiçeklerini görmeden turizmin ne denli zevkli bir hayat tarzı olduğunu anlayamazsınız.

Kapadokya’nın kapısı, Saklı Kent Niğde’yi gezerken ummadığınız, görmediğiniz her şeyi doyasıya yaşatacak, yorgunluğunuzu unutturacak konfora haiz, Niğde Nahita Oteli sizin tercihiniz olacak, Niğde’nin şanına yakışır güler yüzlü personeli sizleri karşılayacak ve konaklama hizmeti ve ikramlarıyla konuklarını nasıl memnun ettiklerine tanık olacaksınız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.