SEVİYE

Günümüz sorunlarına Rahmetli Süleyman Demirel’in daha kökten bir çözümü vardı.Unutulmaması için buraya alıyorum.
“Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz.”

Yani
Zamları da dert etmezseniz acıtmaz!!!
Buna ilaveten anonim bir söz daha vardır.
“Sizde yiyip içelim,bizde gülüp geçelim”
Böylesi bir durumu yaşayan oldu mu? Bilemem. Fakat ben yaşadım.
Bende yenildi içildi ama devamında hiçbir yerde gülüp geçelim olmadı.
Neyse konumuza dönelim.

Ara ara gündüz kuşağı programlarına bakıyorum . Dehşet…
Gündeme gelen konular-konuklar inanılmaz ve sanki biri oturup yazmış gibi .

Hayatın kötülüklerinin inceliklerini öğretiyor yeni nesillere.

Değer seviye iledir.Seviyesi düşenin değeri de kaybolur .
Altının seviyesi, paranın seviyesi, verimin seviyesi yükseltilebilir de kaybı yaşayan insan ve insanlık olursa çözüm bulmak o kadar kolay değil.

Her şey insanlıktan aşağı düşmüş, kötülük ise daha yukarı çıkmış durumunda.
Elindekini korumanın derdine düşen insanlık,bunu yeterli görüyor.
Yağmur bastırdığında başını evine sokmuşsa kurtulduğunu düşünüyor.

Bu dünyanın her yerinde üç aşağı beş yukarı benzeş durum.
Asıl belirleyici olan entelektüellerin tavırlarıdır. Aydınlar , seviyedir bir ülkede. Ancak onlar güçlünün ağzıyla konuşmadıkları ve doğruyu söyleyebildikleri ölçüde korunur seviye…
Gerçi tuzu kurular,zevkine zevk katanlar, kazancına kazanmadan! çoğaltanların böyle dertleri yok.
Bu yüzden
İlkin bizler hayatın yönünü tespit etmemiz gerekiyor .

Çünkü insanlık ve onun değerleri aşağı çekiliyor, kötülük yukarı çıkıyor. Her tür gücün doğası kötülüktür.

Türkiye kendi seviye değerlerini hızla kaybeden bir toplum görüntüsü kazanıyor.Egitim,adelet, sağlık, tarımsal üretim ve verimlilikteki düşüş, yeterli derecede gıda temini başta olmak üzere pek çok temel ihtiyacı karşılama zorluğu ile görsellerde konuk edilenlerin;
Saygı , edep, haya, ahlak , onur, namus , şeref gibi değerlerin tarifini yapamayan insanların gündemleri;
Yalan , dolan, ahlaksızlık, saygısızlık , namussuzluk, hırsızlık, dolandırıcılık , insan kaçakçılığına ilişkin.

Bir yerde seviyeler düşerken neden uyanma ve uyarma olmuyor?
Ve şu soru ;
Bizi nasıl bir gelecek bekliyor? Bizi, çocuklarımızı, onların çocuklarını?
Siyasal güç devşirmenlerinin ellerinde Dünyamız bilinmezlikler içine sürüklenirken; Genelde;
Toprak,su, hava tehtit altında olduğu halde;
Sadece güçlülerin kaliteli hayat hakkını kullanabilecekleri bir gelecek kuruluyor .
Bu sebeble bu seviyesiliklerden kurtuluşun tek yolu;
Etkin bir akıl yürütme gerektiriyor.
Kötülüğün, seviyesizliğin normal bir hayat gibi bizi kuşatmasına karşı, uyanık durmak ahlakı ödevimiz olmalı diye düşünüyorum.