On­la­rın Ne Geçim Derdi Var Ne De Başka Bir Şey

Reklam
Reklamı Gizle

On­la­rın ne geçim derdi var. Ne de başka bir şey. Hele ki dün­ya­da­ki sa­vaş­lar umur­la­rın­da bile değil. Kü­çü­cük bir şeyde gü­lü­ve­rir­ler in­sa­na. Bir­kaç du­rum­da ağ­lar­lar sa­de­ce. O zaman ya canı ya­nı­yor­dur has­ta­dır. Ya açtır ya da altı pis­len­miş­tir. O du­rum­lar or­ta­dan kal­kın­ca ise gü­lü­ve­rir­ler ye­ni­den. An­la­dı­nız değil mi bah­set­tik­le­ri­mi. Be­bek­ler ve de ço­cuk­lar…
Be­bek­ler ve ço­cuk­lar ev­re­nin en güzel var­lık­la­rı­dır onlar. Ne in­sa­nı eti­ket­ler­ler. Ne de kö­tü­lü­ğe dair yap­tık­la­rı var­dır. En fazla alt­la­rı­nı pis­ler­ler. Eğer ya­pa­bil­se­ler­di eğer ina­nın onu da ken­di­le­ri te­miz­ler­ler­di.
Be­bek­ler za­man­la çocuk olur.
Bu sü­reç­te içine kö­tü­lük yavaş yavaş gir­me­ye baş­lar ön­ce­le­ri kıs­kanç­lık­tır bu huy. Son­ra­la­rın­da ise bu huy şekil de­ğiş­ti­rir. Ya­şa­dık­la­rı ve çev­re­nin et­ki­siy­le diğer in­san­la­rı eti­ket­le­me­ye bir­bi­ri­ni kö­tü­le­me­ye hep benim ol­su­na döner iş.
Ba­zı­sı ken­di­sin­den baş­ka­la­rı­nı da dü­şü­nür­ken ba­zı­la­rın­da bu iş teh­li­ke­li bo­yut­la­ra ula­şır. Öyle ki çocuk önce ne ır­kı­nı, ne mil­le­ti­ni ne de diğer özel­lik­le­ri­ni bil­mek­te­dir.
Zaman onu ister is­te­mez bir cep­he­ye koyar.
Bir başka be­be­ği ise başka cep­he­ye me­ğer­sem düş­man­la­rı var­mış o be­be­ğin. Bü­yü­yün­ce far­kı­na varır bu du­ru­mun. As­lın­da kimse kim­se­nin düş­ma­nı ol­ma­ma­lı ama o düş­ma­nı in­sa­noğ­lu kendi ya­ra­tır için­de. Zaman ge­çin­ce ço­cuk­ta genç olur in­san­lar artık so­rar­lar. Nesin, ne­ci­sin kim­ler­den­sin. O da an­la­tır. Türk’üm, Kür­düm, Çer­kez’im, Lazım, di­ye­rek. Ki­mi­si sen biz­de­sin diye sa­hip­le­nir­ken öte­ki­si dı­şa­rı­da bı­ra­kır genci.
Ancak ki­mi­si de ayırt etmez kim­se­yi. O ki­şi­nin in­san­lı­ğı­na adam­lı­ğı­na bakar. Doğ­ru­su da budur zaten. Çünkü kim­lik adam etmez. Çünkü in­sa­nı iyi huy­lar adam eder.
Bende so­ra­rım in­san­la­ra ne­re­li­sin, ne­ci­sin, ne iş ya­par­sın diye. Ayırt etmek için değil de o kişi hak­kın­da bilgi edin­mek­tir ama­cım. Uzak mem­le­ket­ten ge­li­yor­sa gur­bet zor olsa gerek derim. Onun has­re­ti­ni gi­de­ri­rim. Ya­kın­sa iyi çok iyi mem­le­ke­tin ya­kın­mış gider ge­lir­sin. Kül­tü­rü­müz hemen hemen aynı ya­ban­cı­lık çek­mez­sin derim. İşini ve mes­le­ği­ni so­ra­rım. Mes­le­ği ile işi ör­tü­şü­yor­sa se­vi­ni­rim. Bil­di­ğin işi yap­mak ne ka­dar­da güzel derim. Ama bil­me­di­ğin işte ön­ce­le­ri zor­la­nır­sın.
Sonra alı­şır­sın ama hem öğ­ren­dik­le­rin boşa gider ve hem de yeni işini öğ­ren­me­ye epey­ce bir zaman har­car­sın. Bence boşa giden za­man­dır bu.
Bu­ra­da beni üzen en önem­li şey ise genç­le­ri daha be­bek­ken kim­se­yi hiç­bir cep­he­ye gir­me­miş­ken neden o eti­ket­leş­me­ye so­ka­rız ki. Kar­şın­da­ki ki­şi­nin adam­lı­ğıy­la de­ğer­len­dir de­me­yiz. As­lın­da he­pi­miz Yüce Allah’ımı­zın birer ku­lu­yuz. Kim­se­nin kim­se­ye karşı da üs­tün­lü­ğü de yok­tur zaten.
Şu an iti­ba­riy­le o eli­miz­de­ki olum­suz­luk eti­ket­le­ri­ni bı­ra­ka­lım. Lüt­fen yaf­ta­la­ma­ya­lım. Lüt­fen in­san­la­rı ka­rak­ter­le­riy­le de­ğer­len­di­re­lim. Uya­ra­lım. Ha­ta­la­rı­nı dü­zelt­me­si için­de fır­sat ve­re­lim.
Kı­sa­ca­sı bir in­sa­nı biz­den değil der­ken bi­rin­ci­si ka­rak­te­riy­le ikin­ci­si ise va­tan­se­ver­lik pen­ce­re­sin­den ba­ka­rak de­ğer­len­di­re­lim. Unut­ma­yı­nız ki Kur­tu­luş sa­va­şı­mız­da ve Ça­nak­ka­le sa­va­şı­mız­da yan yana çar­pış­tı­ğı­mız in­san­lar nasıl bizim kar­şı­mız­da ola­bi­lir ki. Yan­lış ta­raf­tay­sa da ya­nı­mı­za çe­ke­lim.
Yani in­san­la­rı eti­ket­le­yip öte­ki­li­leş­tir­me­ye­lim. Biz ya­nı­mız­da­ki kar­de­şi­mi­zi sen biz­den de­ğil­sin diye karşı ta­ra­fa iter­sek ger­çek şer odak­la­rı ona sahip çı­kar­ken kendi sa­fı­na çe­ke­cek­tir. O zaman ce­ha­le­ti­miz se­be­biy­le ger­çek bir dos­tu­mu­zu kay­be­der­ken ma­ale­sef bir tane de düş­man sa­hi­bi ola­bi­li­riz.
El­bet­te kar­şı­mız­da­ki insan ak­lı­se­lim ise yan­lış yola sap­ma­ya­cak­tır. Ancak yan­lış yola gi­rer­se biz sebep ol­ma­ya­lım.
Bizim dost­lu­ğa ve kar­deş­li­ğe ih­ti­ya­cı­mız var.
Artık sizce de bir­lik için­de ol­ma­nın za­ma­nı gel­me­di mi? Bence geldi de ge­çi­yor bile. Ancak za­ra­rın ne­re­sin­den dö­ner­sek kâr­da­yız bunu da unut­ma­yı­nız. Çünkü bir­lik­ten kuv­vet doğar. Bir­lik­ten dir­lik doğar. O da ce­ha­le­ti boğar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.