HİS-EDEMEMEK

Reklam
Reklamı Gizle

Kasım ayındayız. Kasım hüzündür.

Kasım Sis ve Kasım Yetim kalmaktır.

Canlı -cansız sis içinde .

Sis doğaya yağmur,bereket,bolluk getiririrken;

Düşünce ve  düş dünyamızdaki sis  ise bulanıklaştırıyor her şeyi…

Maalesef Düş ve düşünce hayatımız;

Sınıflayayarak düşünme,hayal ve masallarla yaşama Sisliliği /sinsiliği içinde.

His kurmadan, bedenlerden  duyguları uzaklaştırıp ,vazife ve sorumluluklardan kaçma,hep başkalarına suç bulma hâlindeyiz.

Kötü seyirler, kötü kitaplar , kötü davranışları besliyor;

Gelecek nesillerin düşünce ve iradesine  şekiller veriliyor.

  Bunu fırsat bilen Gözü doymayanlarda bu sis içersinde avlanıyor.

  Çünkü bu çakal genlilerin yegâne işleri hesap,aldatmaca ve vicdansızlık.

  Haliyle bunların ailesi,vatanı ,  kutsalları  olur mu?

Diğer yandan işini güzel yapmayanlarda düşman yaratmak zorunda. Yani kendilerinde  kabahat bulmamanın  en iyi yöntemi, başka bir şey ile ilgili, suç üretmek.

Gerçeklerle ilgilenmiyor,hikâyelerle, masallarla ve şifasız tartışmalarla gün geçiriyoruz.  Bağ kurmadığımız sözler ile yatıp kalkıyoruz.

Günümüz düşünce sisteminin en büyük problemlerinden birininde bu olduğunu düşünüyorum. Hissetmeden, akıl süzgecinde elemeden ,mantık kurmadan alelade yaşıyor ve sorumlulukları savuşturmak için ise;

-mış gibi yapıyor…

-mış gibi düşünüyor…

-mış gibi söyleniyor…

-mış gibi duygulanıyor…

Maskeli balolu soyha bir hayat.

Zaten meseleyi içselleştiriyor olsak; yaşadığımız dünyayı tamamen düzeltecek bir yöntem türetmiş olacağız.

Kısacası; kendi konfor alanımızda kalmak adına, düşman sever yapıya sahip  toplum oluverdik.

Yavaş yavaş ne olmak istiyorsak onu oluyoruz.

Ektiğimizi biçiyoruz vesselam…

Anahtar Kelime:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.