DÜNYANIN VE TÜRKİYE’NİN BAŞ BELASI: UYUŞTURUCU

Reklam
Reklamı Gizle

Osman Bölükbaşı Darı

Sevgili Dostlar;

Yeni Çağ Gazetesi yazarlarından Murat Ağırel Türkiye’deki uyuşturucu trafiği ve yakalamaları ile ilgili olarak çok güzel bir yazı kaleme almış. Yapmış olduğu araştırmacı gazetecilik faaliyetlerinden dolayı kendisini kutluyorum.

Yazının içeriğini incelediğimizde üç husus göze çarpmaktadır:

1. Mersin Limanında yakalamalar,

2. Yakalanan malların gerçek alıcılarına ulaşılaması,

3. Mersin Limanındaki uygulamalar.

Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz aylarda Mersin Kaçakçılık İstihbarat Müdürlüğü tarihi bir başarıya imza atmış ve bir hafta içerisinde, iki seferde takriben 1.700 kg. civarında kokain yakalamıştı.

Her ne kadar kamu oyunda alıcıları yakalanmıyor gibi bir algı operasyonu yapılsa da, sessiz sedasız alıcılarına da ulaşan bu güzide ekip, onları da yakalayıp adalet huzuruna çıkardılar. Bu tarihi başarıdan dolayı Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Ceylan Er ve Kaçakçılık İstihbarat Müdürü Cihan Çelik kardeşlerimi bir kere daha buradan kutluyorum.

Geçtiğimiz günlerde de yeni Mersin Emniyet Müdürü Mehmet Aslan’ın Gümrük yetkilileri ile yapmış olduğu koordineli çalışma neticesinde, her iki güzide teşkilatımızın mensuplarınca Mersin Limanına Ekvatordan gelen bir gemideki muz yüklü konteynerden 6 kilo 750 gram kokain ele geçirildi.

Tabiidir ki, Cumhuriyet Savcısı ile ekipler gönderici, alıcı ilişkisini inceleyip sorumluları adalet karşısına çıkarmışlardır. Bu vesile ile Mersin Emniyeti Narkotik Şube ve Mersin Gümrük Kaçakçılık Muhafaza ekiplerini tebrik ederim.

Ancak, suç zinciri halkası orada kesildiğinden, asıl baronlara ulaşma imkanı olmamıştır, ya da olamamıştır. Bu yüzden İtalya’daki gibi bir “Temiz Eller Operasyonu”na ülkemizde de ihtiyaç vardır.

İkinci olarak Murat Ağırel kardeşimiz Mersin’deki X Ray cihazlarının işletici kuruluşun elinde olduğunu yazmış.

Ancak, bu uygulamanın, bu arkadaşımızın söylediği gibi olmadığını düşünüyorum.

Mersin Limanı yap işlet devret modeliyle faaliyetlerini sürdürmektedir. Gümrük Teşkilatı da Gümrük Kanununun 219.uncu madde kapsamında orada görev yapmaktadır. Bu maddeye göre Liman İşletmesi görevin yerine getirilmesi ile alakalı olarak her türlü lojistik desteği vermek zorundadır. Tabii oradan elde edilen gelir liman işletmesinin cebine giriyor.

Şimdi gelelim X Ray uygulamasına:

a) Mersin Limanında faaliyette bulunan tüm X Ray Cihazı Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğünün envanterine kayıtlı devlete ait cihazlar olduğunu düşünüyorum.

b) Başlarındaki görevliler de Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü tarafından özel yetiştirilen Gümrük Muhafaza Memurlarıdır. Şu ana kadar da çok iyi işler çıkardılar.

c) X Ray cihazı uyuşturucu yakalamaz. Aracın ya da konteynerin röntgenini çeker. Alışılmışın dışında bir yoğunluk görülen yerler memur tarafından sistem üzerinden işaretlenir ve o işle ilgili birimlere sevk edilir.

d) Oralarda da işaretlenen yer üzerinden ayrıntılı inceleme yapılır ve narkotik köpeklere koklatılır. Bu iş için özel yetiştirilmiş köpekler de kokladıkları yerlerden uyarı almaları halinde orayı tırmalayarak uyuşturucunun olduğu yeri gösterir.

Mersin veya başka limanlarda ne yapılıyor. Gümrük Kanunu 219.uncu maddeye göre, bu X Ray cihazlarını işletmeci kuruluşlar alması gerekirken, almıyorlar. Kendileri almadıkları için bakım onarımlarını da yaptırmıyorlar. Bakım onarım ücretleri de Ticaret Bakanlığı tarafından ödeniyor.

Ancaaaakk, her X Ray’a giden araç ya da konteynerden belli bir ücret alıyorlar. Eşyaların ayrıntılı muayenesi için indirilmesi halinde ayrı bir ücret daha alıyorlar. Ne ala, yağma Hasan’ın Böreği.

Bakanlığın bu konuya el atması ve Gümrük Kanununun 219. Maddesini çalıştırarak bu tür lojistik faaliyetlerin işletmeci kuruluşların sorumluluğuna verilerek bu X Ray cihazlarının o işletmelerce alınmasının; bakım onarımının da onlar tarafından yapılması için bir düzenleme yapılmalıdır. Ayrıca da tüm işlemleri devlet memurlarının yaptığı X Ray’e giren araç ya da konteynerden oturdukları yerden para kazanmalarına mani olunmalıdır.

Gördüğümüz kadarıyla Mersin Emniyet Müdürlüğü ve Gümrük teşkilatı koordineli şekilde uyuşturucu ile mücadeleyi ellerinden geldiği ölçüde yerine getiriyorlar. Cumhuriyet Savcıları da bu konuda tam olarak adli destek veriyor gibi görünüyor.

Ancak devletin içine sızmış öyle karanlık kişiler ve baronlar var ki, Mersin Limanı veya Bölgesi halen haksız para kazanma trollerinin istilasından kendisini kurtaramadı.

Uyuşturucu, diğer yerlerle birlikte bu bölgeden de ulusal güvenliğimizi tehdit etmeye; baronlara ve terör örgütlerine rant akıtmaya devam etmektedir.

Kalın sağlıcakla.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.