Dedikodu sever misiniz?

İlknur Öncü

Evet, evet çaktırmasa da herkes sever. O zaman bakın neler olmuş neler.
Zaman pandemi dönemi, mekân pandemide bir cep telefonu, kişiler pandemide bir öğretmen ve pandemide bir öğrenci!
Unuttuğum bir şey var pandemide bir zaman, dedim ama saat çok önemli, belirtmeden olmaz. Saat 22.30.
Öğretmenin telefonuna öğrencisinden mesaj gelir “Öğretmenim yarın ders var mı?” öğretmen cevap verir: “Evet var, gruptan paylaştım.” Öğrenci anlamamıştır ve tekrar sorar “Ne grubu la!” gecenin bir yarısı gözleri pörtleyen öğretmen çok şey söylemek istese de “Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Bu nasıl bir hitap?” der ve cevap gecikmez “Sen kimsin?” öğretmen çocuğu arar ve ailesini ister, konuşmak için. Öyle ya edepsizlik karşındakine yapılsa da asıl zararı gören yapandır. Aileyi uyarmak, bu hitabın nedenini bulmak gerekir. Telefonun diğer ucunda anne öğretmen ile hoş beşe başlar. Öğretmenin kafasında ışıklar yandığı anda annenin özrü gelir: “Kusura bakma hocam tiktok(bilmeyenler için, bu garip videoların çekilerek yüklendiği bir sosyal medya ortamı)çekiyor ya ondan bu halleri.”
Bu nesil nereye gidiyor derken neslin kökeni de zayıfmış meğer!
Ah şu internet, ah şu teknoloji sen ne biçimsin! Hem iyisin hem kötü, hem dostsun hem düşman! Çocuklarımızdan neler aldın böyle? Peki, ya ailelerinin bakış açılarını nasıl da doğallaştırdın? Zaten heba olmaya meyilli gençler pandemide eve kapanıp, internet uygulamalarına düşünce ziyan oldular, olmaya devam ediyorlar.
Sevgili anne ve babalar, lütfen çocuğunuzun eline telefonu, tableti, bilgisayarı kontrolsüz vermeyin. Çaktırmadan da olsa takibini yapın. Neleri izliyor, nasıl oyunlar uyguluyor, kimler ile yazışıyor, hangi uygulamaları indiriyor gibi. Şimdi diyecek ki bazıları, biz hiç anlamıyoruz bu işlerden. Ama bu bir bahane değil, ipin ucu bir kaçarsa yakalamak oldukça zor olacaktır.
Neticede şu zaman diliminde bu gençlerle geldiğimiz sonuç mizah anlayışının bir garip hal almasıdır. Kim bilir belki buna mizah bile denilemez.