Baltayı Taşa Vuranlar
Ali Aydemir
Ortalık o kadar puslu ve karanlık ki; şeytan bile kendini Müslüman ilan ediyor. Hayırseverlik nutukları atıyor.Kargaşayı fırsat biliyor. Allah korkusu olmayan onursuz kişiler, sevmedikleri insanlara kara çalmak, iftira etmek için şeytani planlar peşindeler.
Türkiye’de darbe yapıp ülkemizi bölmek, parçalamak isteyen Emperyalistlerin uşağı Feto Terör Örgütü elemanları veya sempatizanları,”yavuz hırsız ev sahibini bastırır ” misali iftira atma,suçlu gösterme, kamu oyunda itibarı zedeleme yollarını seçerek BİMER’ e ihbarlarda bulunmayı ilke edinmiş vatan hainleri ortada kol gezmekteler.
Duvara çamur atılsın,tutmasa da izi kalır düşüncesinde olan,iftiracı kişiler bırakın Müslüman olmayı, onlar insan bile sayılmazlar.İnsanlara karalayarak öç alacaklarını zanneden vicdanları cüzdanlarında olan zavallılar, mutlaka adalet önünde hesap vermelidirler. Attıkları iftiralar yanlarına kaldığında,hukuku boş yere meşgul ettiğinde,iftiracılar maddi ve manevi hesap vermelidirler.İslam Dininde ve hukuk sisteminde iftira açık bir şekilde anlatılmaktadır.
İftira büyük günahlardan biridir.
Yalan, her dinde haramdır. İftirada bir mümini incitmek de vardır ki, bu da, başkaca haramdır.
Bunlardan başka, iftira etmek, yeryüzünde fesat çıkarmaya, ortalığı karıştırmaya sebep olur ki, bu da haramdır.
Sözlükte “yalan söylemek, uydurmak, asılsız isnatta bulunmak” gibi anlamlara gelen iftira, ahlâk terimi olarak bir kimseye işlemediği bir suçu isnat etmek demektir.
Yıllarca Feto Terör Örgütünün ülkemiz üzerinde oynadıkları oyunları anlatan, bunların gerçek yüzlerini bilen Ülkücü, Türk Milliyetçisi olarak, mücadelemi vermişimdir ve vermeye de devam edeceğim. Bu hain örgüte yardımlarda bulunanlar,ihanet çemberinde aldıkları görevleri yapanlar; şerefsizce hiç ilgisi olmayan kişilere iftira atarak adaleti yanıltmayı, sevmedikleri kişileri lekelemeyi ilke edinmiş hainlerdir.
Bu hain örgütün adaleti ne hale getirdiğini hepimiz biliyoruz. Kendilerinden olan asıl suçluları nasıl akladıklarını, kendilerinden olmayanları da nasıl mahkum ve perişan ettiklerini artık biliniyor.
Geçmiş yıllarda haklarımızı vermeyen bazı kişilerin facebooktan bana attıkları iftiralar, yalanlar, tehditlerin suç olmadığını belirten savcıların kararları iftiracı kişilere cesaret vermiştir. Aynı iftiraları, hakaretleri o kararı veren savcılara yapılsaydı, ne düşünürlerdi acaba?
Dileğimiz adalet işlesin,adil kararlar verilsin.Masum vatandaşlar mağduriyet yaşamasın.Savcıların suç unsuru saymadıkları internet hakaretlerden cesaret alanlar asılsız ihbarlar peşinde koşmaktadırlar. Kendileri yazmasalar bile yanlarında çalışanlar imzalattırıp “Su hırsızlığı yapılıyor” diye 17 kişilik bir apartmanı şikayet ettiriyorlar. İftira ediyorlar.
Yalan beyan vererek iftira atan kişilerin cezalandırılmasını istemek hakkımızdır.
Şair, yazar ve araştırmacı olarak ,fitneler yayarak adaleti, hukuku meşgul etmelerinin mutlaka hesabı sorulmasını bekliyorum.
Feto terör örgütünü bu hale getirenler,gurup gurup onu ziyarete gidenler, televizyonlarda methiye üstüne methiye dizenler, yardım ettiklerini yetmiş sekiz milyonun huzurunda söyleyenlere neden dokunulmuyor?Bu ihanet kime dokunursa dokunsun mutlaka üzerine gidilmelidir. Türkiye’nin bir özelliği; büyük suçlar işleyenler, ihanete çanak tutan yetkililerde, istifa etme gibi bir kuralı tanımadıklarındandır. Başka bir ülkede bu rezaletler yaşansa; bırak istifayı, intihar yolunu seçenleri tarih bizlere anlatmaktadır.
Darbe teşebbüsünden önce Feto’ya toz kondurmayan,çıktığı televizyon programlarında; ihanet şebekesinin lehinde konuşmalar yapan birisinin meclis araştırma komisyonuna başkan olarak getirilmesi düşündürücü değil mi?
Aranan suçlu kişiler için dinlenme istendiği halde dinlenmelerini istemeyen başkan ve AKP li komisyon üyeleri neyin peşindeler? Deniz feneri gibi bu rezaleti de kendilerine bulaşacak diye örtbas mı edecekler? Zalimleri asla sevmedik.
Zulümleri de asla alkışlamayacağız.Baltayı taşa vurmayalım. Mazlum ve masumlardan beddualar almayalım.
Türkiye’nin yetiştirdiği büyük şairlerden birisi olan Abdurrahim KARAKOÇ’ un şiirinden bir bölümle sözlerimi bitireyim.
“Ben, Milletimin uğruna adamışım kendimi,
Bir doğrunun imanı, bin eğriyi düzeltir.
Zulüm Azrail’ de olsa, hep Hakkı tutacağım,
Mukaddes davalarda ölüm bile güzeldir.”